bu sabahın ilk saatlerinde
boş sokaklara baktım
evdeydim, balkondaydım
eminim aklım başımdaydı
sabah nemi sadece hırkama sindi
mahalle geceden ağlamış gibi
sabahı sabah etmiş
gözleri çökmüş, yüzü solmuş
içi kabarmış, yorulmuş
sadece uykusu kaçmış
aslında derdi yokmuş
demedi, ben anladım
dedim, ne olmuş
sokaklar olduğu yerde durur
sokaklara arada yağmur vurur
güneş yetişir, kurur
sabah, geceye kaş göz ederken itler ulur
dedim, ne olmuş
tabiat yordamını bilir
her şeyin yarısı yolunu teper, gelir
öbür yarıyı bulur
bu sabahın kör vaktinde
pis sokaklara baktım
balkondaydım, ayaktaydım
öncesinde kahvaltıdaydım
aklım yanı başımdaydı
merak etme, hırkam sırtımdaydı
sabah nemi bir de kağıtlara sindi
dedim, ne olur
mürekkep dağılırsa, şair uydurur
mürekkep kuruyana kadar yaparım gurur
sahibi yetişir, okur
eli, dudağı binbir yarayı ondurur
gör ki sabahın lanet saatleriydi
sokaklar cinlerin kalesiydi
vücudum binbir kere cin çarpmış gibiydi
sabah nemi hırkamı yırtıp, sırtıma indi
ben geceyi sabahla baş göz etmiştim
içim kabarmış, yorulmuştum
sen yoktun, ben çirkindim
malum olsun, bilesin diye
avuçla şeker yedim
kör olası bu sabahın köründe
yalvararak gökyüzüne baktım
balkondaydım, ayaktaydım, yalnayaktım
ekim serinde yanmaktaydım
sen yoktun, ben çirkindim
kahvaltı mı umrumdaydı
hırkam askıdaydı
aklım başımı,
yüreğim göğsümü terk etmişti
bıraktığın kurtlar
elime tutuşturduğun umutları
bir çırpıda yemişti
sessizlik miadını doldurmuş
canımı bitirmişti
dedim, ne olmuş
yetinen yetim mi olur
yarın bugünü doldurur, dünü soldurur
zatı yetişir, olmaz dediğini oldurur
tabiat yordamını bilir
o da olur ki
aşık aşıkı bulur