bu sabah Cahit Sıtkı okurken ağladım anne
oysa daha otuzbeş değilim
yaşamla ettiğim danstan yoruldum anne
sanki un kurabiyesiyle mutlu olan çocuk ben değilim

1 Haziran 2010 Salı

SUÇLAMALAR

bilmiyorsun sarılmayı
sarmaş dolaş olmakla karıştırıyorsun
kolların, sarılmanın ne hassas bir iş olduğundan bihaber
göğsüm, sırtım, omuzlarım kollarınsızlıktan derbeder
sarılmakla sarmayı bir sayıyorsun
bilmiyorsun işte!
sana bu saatten sonra sarılmayı öğretecek sabrım yok sanıyorsun...
ağzından kerpetenle laf almaktan daha mı zor ki?
değil mi ya ne pişman olmayı biliyorsun, ne iyi ettim demeyi
susuyorsun
dilsiz harita gibisin
bilmiyorum kaç yücelikte dağlar,
nerede düze çıkılır, nerede sulara dalınır
mütereddit yerleştiriyorum renkleri
o kadar silik ki elime tutuşturduğun kalemler
o kadar zor ki sol elle kalem tutmak
sen o kadar susuyorsun ki
kulaklarım tıkalı sanıyorum
sana öyle susuyorum ki
milyonlarca ses arasında çünkü çığlığımı ifade edecek desibel yok
sana öyle susuyorum ki
yok
yangınımla baş edecek sıvı yok
yok yeryüzünde!
her rüzgârda bir parçası dağılmış, kavrulmuş bir kuru yaprak kaldım
asılacak takatim yok dalında
aslında aşklarımızı kıyaslayacak, mısralaştıracak hevesim de yok
bilmiyorsun ki şiirin kıymetini
hiç şiir özleyecek kadar duygu yüklendin mi?
ne sancılıdır iki mısrayı gelin güvey etmek
arzular, hasretler, sitemler katar katar gelir
âşık sözcükleri katar katar yakıştıramaz
sana göre değil başı sonu olan şeyler zaten
başladığını, hatta başlattığını ne sürdürmeyi biliyorsun, ne bitirmeyi
sürüncemede bırakmayı tercih ediyorsun
laflar sürünüyor, soluklar sürünüyor, aşk sürünüyor
oyunu da kapalı kullanıyorsun
değil mi ya sürüngenler iktidar olsa
tüm âlem galeyana gelmez mi?
tüm âlem dut yemiş bülbül olsa
aslan kuyruğunu kıstırır gider mi?
ne kalmayı biliyorsun, ne gitmeyi
kovmayı kolay buluyorsun
kovana çomak sokup kovaları boşaltmaktansa
sürüncemede bırakıyorsun
gitmek sürünüyor, kalmak sürünüyor, gitgeller sürünüyor
ama sabır aslında özümüzde yok, üveydir
dolup durdukça, yosun sürünüyor kovalara
yosun sarar, su taşar bir gün
o gün hâlâ seven yamandır, hem de beydir
bilmiyorsun ama sevmeyi
sevmeyi sevişmekle geçiştiriyorsun
köpek gibi sevmeyi bilmiyorsun
sevmeyi bir yavru köpeğe acımak gibi sanıyorsun
diyorsun ‘it ürür, kervan yürür’
yürüt kervanını, yükün baharat olsun, kat aşıma
hiç diyeceğim yok
acıya da dayanırım, açlığa da
ama âşıklığa çare yok
âşıklık canıma tak ettikçe
dönüp seni suçlamaktan başka
elimden gelen bir şey yok...

7 yorum:

  1. zor olanı başarıyorsun en güzel duyguları anlatacak kelimeleri gelin güvey edip yüreklerimizi titretiyorsun.. çok teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  2. hem kırılgan,hem sitemkar,hem cesur ,hem ürkek,hem asi ,hem suskun.....
    ama kalemini susturmamışsın,harmanlamışsın duyguları yine....
    yüreğine sağlık,kalemine kuvvet ...

    MELTEM....

    YanıtlaSil
  3. Seni ' Cinasın Sultanı' ilan ediyorum.
    'Öyle bir susuyorsun ki
    Çığlıkların duyulmuyor
    Öyle bir susuyorsun ki
    Suskunluğun anlatıyor tüm yaşadıklarımı...

    YanıtlaSil
  4. Özlem hanım, şiirlerinizde daha önce karşılaşmadığım diğer şiirlerden farklı bir tarz var.bana yaşattığı his bu.Öyle yoğun öyle duygu ve yaşanmışlık yüklüki, ruhum ve düşüncelerimle beni içine alıyor.bir şiir okuyarak başlıyorum, bitirdiğimde bir roman okumuş gibi doyuyor yüreğim.elinize,yüreğinize sağlık.iyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  5. ya çok güzel yasmışsınız...hocam

    YanıtlaSil
  6. Öylesine kabarmış ki yürek,
    Mümkün mü haykırışından etkilenmemek,

    ‘it ürür, kervan yürür’
    yürüt kervanını, yükün baharat olsun, kat aşıma
    hiç diyeceğim yok
    acıya da dayanırım, açlığa da
    ama âşıklığa çare yok
    âşıklık canıma tak ettikçe
    dönüp seni ""acımaktan"" başka
    elimden gelen bir şey yok...

    YanıtlaSil
  7. ilk okuduğumda bu şiiri ne kadar beğenmiştim hatırlıyo musun? bu benim şiirim diyede sahiplenmiştim. her cümlesinde ayrı bi anlam ve gerçeklik var. ellerine sağlık dünyanın en en en güzel şairi... her şiirini ayrı seviyorum... seni de :)

    Berfu.

    YanıtlaSil